-
1 обязывать
его́ обяза́ли рабо́тать — onu çalışmaya mecbur tuttular
2) тк. несов. zorunlu kılmakэ́то обя́зывает тебя́ рабо́тать лу́чше — bu, daha iyi çalışmanı zorunlu kılar
э́то вас ни к чему́ не обя́зывает — bu sizi hiç bir biçimde bağlamaz
вы меня́ о́чень обя́жете — beni ziyadesiyle medyunu şükran edersiniz
См. также в других словарях:
mecbur tutmak — (birini) zorlamak, yükümlü saymak, mecbur etmek Memleketin büyük menfaati, beni bu yolda harekete mecbur tutuyordu. Atatürk … Çağatay Osmanlı Sözlük
mecbur — sf., Ar. mecbūr 1) Herhangi bir konuda yükümlü, bir şeyi yapmak zorunda olan Biz toprağımızdan düşmanı atmaya mecburuz. R. E. Ünaydın 2) esk. Bağlı, düşkün, tutkun Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mecbur etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
FARZ-I AYN — Herkesin yapmaya mecbur olduğu farz. Namaz kılmak, yalan söylememek, imân etmek, oruç tutmak gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük